İdari Takip ve Kanuni Takip Nedir?
İçeriğimizde Neler Var?
İdari Takip & Kanuni Takip
Yaşadığımız dönem içerisinde banka kredileri ve kredi kartları çok büyük bir öneme sahip. Milyonlarca kişi bankaların verdiği kredi kartlarını kullanırken birçok kişi de farklı sebeplerden dolayı bankalardan kredi çekiyorlar. Genel olarak yapılan araştırmalar kişilerin konut ya da taşıt alımları için veya mevcut borçlarını yapılandırmak için kredilere başvurduklarını gösteriyor. Bu sebeplerle bankalara başvuruda bulunan kişiler kısa süre içerisinde kredilerini alırken kendilerine uygun da bir ödeme planı oluşturuyorlar. Bazen kişiler bu ödeme planlarına çok rahat bir biçimde uyum gösterirken bazen ödeme aşamasında zorluklar yaşanabiliyor.
Bu zorluklar sebebiyle de kişilerin bankalar ile ilişkileri tamamen bozuluyor. Eğer kişiler bankalara olan borçlarını ödeyememeye başlarlarsa haklarında idari takip ve kanunu takip başlatılıyor. Bu iki takip sisteminin uygulanışı ve şartları da tamamen farklı oluyor. Peki buyurun bu iki kavramın detaylarına beraber bakalım.
İdari Takip Nedir?
Kişiler kendilerine ait kredi kartı borçlarını ya da banka kredilerini 90 gün boyunca ödemezlerse bu doğrultuda bankalar çeşitli işlemler gerçekleştirmeye başlarlar. Kişiler herhangi bir taksitin ya da borcun son ödeme tarihini 90 gün geçirirlerse haklarında idari takip başlatılacaktır. Bu idari takip genel olarak kişilerin banka ile olan ilişkilerini düzeltmesi ve borçlarını yeniden yapılandırması için bir fırsattır. Eğer kişiler 7 gün içerisinde bu fırsatı kullanırlarsa kendileri için bu idari takip kaldırılarak yeni işlemler başlatılabilir.
İdari Takip Süresince Hangi İşlemler Gerçekleşiyor?
Bu süreç içerisinde bankalar kişiler ile iletişim kurarak 7 gün içerisinde kişileri şubeye davet ediyor. Bu davet sonrasında kişiler banka şubelerine gittiklerinde mevcut borçları hakkında bir görüşme gerçekleştiriyorlar. Bankalarda yer alan müşteri temsilcileri ile görüşen kişiler eğer ödeyebileceklerse bankalar ile yeni bir ödeme planı oluşturuyorlar. Bu ödeme planı ile birlikte mevcut borçları tekrardan taksitlendiriliyor. Bu taksitlendirme içerisinde yeni faiz oranları belirtilirken kişiler toplamda daha yüksek bir bedel ödemeyi kabul etmiş olsalar da taksitlerde ödedikleri bedel düşük olduğundan belirli bir süre içerisinde borçlarını kapatıyorlar. Böylece sonrasında icra gibi istenmeyen olayların yaşanmasının da önüne geçilmiş oluyor.
İdari Takip Zorunlu Bir Hizmet mi?
İdari takip müşterilerin mağduriyetlerini gidermek için gerçekleştirilen bir hizmet olurken müşteriler tüm bankaların bu hizmeti vermesini istemektedir. Ancak günümüzde bankaların tamamı idari takip hizmetini vermez. Bazı bankalar bu hizmetleri müşterilerine sunarken bazı bankalarda direkt olarak sonraki aşamalara geçilir.
Bu durum genel olarak bankaların ekstra ödeme planları çıkarmak istememesi, bu duruma zaman ve eleman ayırma taleplerinin olmamasından kaynaklanmaktadır. Yasal olarak da bankaların bu idari takibi başlatması zorunlu değildir. Bu sebeple de bazı bankalar kişilere bu hizmeti en iyi haliyle sunmaktadır. Kişiler kredi kartlarını alırken ya da kredi çekerken ödemelerde yaşanacak olan aksaklıklarda bankanın izleyeceği yolu sözleşmelerden takip edebilirler. Bu sözleşmede yer alan maddelere göre kararlar verilecektir.
İdari Takip Süresince Faiz Uygulaması Devam Eder mi?
Bilindiği gibi kişiler borçlarını ödemedikleri takdirde borçlarına faiz gelmeye başlar. Ödemedikleri her gün kişilerin borçları bir miktar artacaktır. Bu sebeple de kişiler oldukça düzgün bir şekilde borçlarını ödemeyi denerler. Ancak borçlarını ödeyemeyen ve idari takip kararı çıkarılan kişilerin borçlarını ödeyemedikleri için bankalara gitmesi ve borçlarını yapılandırması gerekir.
Bu aşamada idari takip kararının çıkarılması sonrasında da faizler işlemeye devam etmektedir. Eğer kişiler idari takip döneminde borçlarını yapılandırırlarsa sonrasında yeni bir ödeme planı olduğundan faiz işlemi durmaktadır. Ancak 7 günlük idari takip süresince faizler borçlara uygulanır. Bazı bankalar bu sürecin yeni bir dönemi başlattığını düşündüğünden kişilere 90 gün boyunca uygulanan faizden daha yüksek bir faizi borçlara uygulamaktadır.
Kanuni Takip Nedir?
İdari takip sürecinden sonraki dönem kanuni takip sürecidir. Bankalar kişiler borçlarını 90 gün boyunca ödemediğinden idari takip başlatır ve bu takip süresince 7 gün içerisinde bankalara gelmesini talep eder. Eğer kişiler bankalara gelmezlerse ya da gelip yeni bir ödeme planı hazırlandıktan sonra yine de ödemeler gerçekleşmezse banka kanuni takip sürecini başlatacaktır.
Bu takip sürecinde banka artık müşterisi ile ilişkisini mahkemeye taşımaktadır. Kişilerin mevcut borçları olduğu ve bu borçlarını ödemediği mahkemelere bildirilir ve kişiler hakkında dosyalar oluşturulur. Oluşturulan bu dosyalar ile birlikte kişiler mahkemeye çıkarılacaktır. Bu süreç içerisinde kişilerin artık bankalar ile herhangi bir muhatabı olmaz. Kişiler tamamen mahkemeler ile tüm görüşmeleri gerçekleştirecektir. Mahkemelerin verdikleri karar ile birlikte de kişilerin borçlarını ödememesi sebebiyle bir ceza verilir. Bu cezalar genel olarak icra cezaları olurken çeşitli şartlarda hapis cezalarına kadar giden davalar da gerçekleşebilir.
Kanuni Takip ile İdari Takibin Farkları Nelerdir?
Bankaların başlattığı bu takipler içerisinde belirgin farklar bulunurken kullanıcıların da bu farklılıklara göre hareket etmesi gerekmektedir. İdari takip bankalar tarafından isteğe göre başlatılırken kanunu takibin başlatılması yasal olarak bir zorunluluktur. Bu iki takip işlemi arasındaki en büyük farkı oluşturmaktadır. İdari takip süreci yalnızca 7 günlük bir süreçken kanuni takip sürecinin ne kadar süreceği tam olarak bilinmez.
Mahkemelerce karar açıklanana kadar kanuni takip süreci devam edecektir. İdari takip süresi içerisinde kişiler bankalar ile muhatap olurken kanuni takip süresi içerisinde tamamen mahkemeler ile görüşmeler gerçekleştirilir. İşlemlerin yargıya çıkarılması ile birlikte kişiler mahkemelerde davaları devam ettirirken alınan karar ne ise uygulamak zorunda olurlar.
Takip İşlemleri Sonrasında Bankalardan Kredi Alınır mı?
İdari takip ya da kanuni takip işlemleri kişilerin sicillerine kayıt edilmektedir. Bu kayıtlar kişilerin ileride kredi kartı çıkartmasını ya da kredi çekmesini olumsuz yönde etkilemektedir. Takip işlemleri sonrasında gerçekleşen olaylar da sürekli olarak sicillerde kayıt altında tutulduğundan kişilerin bu süreç içerisindeki tüm davranışları bankalar tarafından görülebilmektedir. Bir yandan kişilerin kredi notunda çok büyük bir düşüş gerçekleşirken bir yandan da bankalar kredi verirken bu geçmişinizi görebilirler.
Kredi notunun düşmesi sebebiyle kişiler kredi çekemezken mevcut borçlarının kapanması sonrasında kişilerin belirli sürelerde beklemesi bankaların gözünde tekrar güvenilir kişi haline gelmesi için yeterli olacaktır. Kişilerin kredi notları son 5 senelik verilerine göre oluşturulur. Bu sebeple de her geçen sene sonrasında kişilerin o dönemde ödeyemedikleri borçlar kredi notlarını etkilememeye başlayacaktır. Bu sayede de kişiler 5 sene sonunda tamamen kredi notları temizlenmiş bir halde bankaların karşısına çıkarlar. Bunun sonrasında da kişiler rahat bir biçimde kredi ve kredi kartı başvurularını gerçekleştirebileceklerdir.
Kredi Kartı Borcu Avukata Düşerse Ne Olur? > TIKLAYIN